Anadolu Merkezli Dünya Tarihi-Müzik
Müzik
İnsansı atalarımızda konuşmanın ve dillerin evrimi
konusunda, hâlihazırda çok sayıda çalışmalar yapılmakta ve varsayımlar ileri
sürülmektedir. Şüphesiz konuşma öncesinde de atalarımız vücut dilleri ile ve
özel sesler çıkararak iletişim kurabiliyorlardı. Antropologlar ilk atalarımızın
konuşma öncesinde şarkı sayılabilecek melodiler çıkartmış olabileceklerine
dikkati çekiyorlar.
Yakın akrabalarımız olan pek çok maymun türlerinin de müzik
yaptığı artık biliniyor. Üstelik farklı bölgelerin sakinleri farklı müzikler
yapıyorlar. Sanki her bir gurup bu beceriyi bağımsız geliştirmiş gibi
görünüyor. M.S 400 lü yıllara ait Çin kayıtlarında bile şebek maymunlarının
hüzünlü müzikleri anlatılmaktadır.
Duyduğumuz sesler orada burada titreşen hava molekülleridir.
Su şırıldar, gök gürler, taşlar kumlar yürürken çatırdar, yapraklar hışırdar
v.b ama bu seslerin hiç biri müzik değildir. Hava molekülleri ancak aynı anda
belli bir sıra içinde titreştikleri zaman müzik diyebileceğimiz bir ton ortaya
çıkar. İçi boşalmış bir ağaç kütüğünden geçen rüzgârın sesi atalarımıza, bir
kemiği üflemek için ilham vermiş olabilir, ritmik olarak birbirine vurulan
herhangi iki cisim de muhtemelen vurmalı çalgıların atası oldu. Atalarımız için
müzik yapmanın şüphesiz pek çok yolu vardı. Her nasıl olursa olsun müzik
insansı atalarımızın icat ettikleri en önemli kültürel faaliyetlerden biridir.
Müzik sanki doğanın kültüre dönüşmüş halidir. Melodi ve ritimler beynin üzüntü,
sevinç, öfke vb. merkezlerini etkilemektedir. İnsan beyni başlangıçtan beri
müziğe göre evrimleşmiştir. Doğmamış bebeklerin bile müziği algıladıkları,
erken yaşta bebeklerin müziğe kavramsal tepkiler verdikleri ispatlanmış
durumdadır.
Resim, şiir ya da heykelin aksine müzik bilinen bir şeyi
temsil etmez. Bir akkorun, bir melodinin hiçbir anlamı yoktur. Müzik özünde
matematiktir. Frekansları hesaplanabilen ve fizik kurallarına göre üst üste
binmiş hava titreşimleridir. Buna rağmen, müzik duygulara dönüşür. Melodiler,
ritimler, beynin üzüntü, sevinç ve özlemlerin işlenmesinden sorumlu bölgelerini
etkiler.
İnsanlar öbür dünyayı, manevi dünyayı hayal edince, müziğin
iki dünya arasında sınırı kaldırıp öbür dünya ile bir yol oluşturduğunu
hissetmişlerdir. Böylece müzik, en baştan beri insan yaşamında gizemli ve
önemli bir role sahip olmuştur.
Post A Comment
Hiç yorum yok :