MITOLOJI

[Mitoloji][bleft]

Türk Tarihi

[Türk Tarihi][twocolumns]

Anadolu Merkezli Dünya Tarihi-Merkezi Devlet

Merkezi Devlet

Savaş Arabası
Mısır’da ise Hiksos yönetimi devam ediyordu. Güneyde, yukarı Mısır’da, Hiksos hâkimiyeti nispeten zayıftı. Hiksoslara karşı hareket yukarı Mısır’da başladı. Bu, başını Teb kralı Kames’in çektiği, ulusal bir hareketti. Kames’in başlattığı ve halk milislerinin desteklediği hareket, nihayet M.Ö. 1550 tarihinde, Teb kralı I. Ahmes’in döneminde sonuçlandı. I. Ahmes, Hiksosları bozguna uğratıp, Avaris’i aldı ve ülkeyi Hiksoslardan temizleyerek, Mısır birliğini bir kere daha kurdu.


Krallar vadisi 
Bu dönemde, firavunların piramitlere gömülmesi âdeti terk edildi. Onun yerine kral mezarlarının olduğu Teb’deki (Thebes) krallar vadisine gömülme başladı.

I. Ahmes (M.Ö. 1550 – 1525) ile XVIII. hanedan dönemi başlar (M.Ö. 1550 – 1307) ve bu dönem Mısır’ın güç ve uygarlık açısından en güçlü olduğu dönemlerdendir. Bu yıllar aynı zamanda tuncun kullanımının yaygınlaştığı yıllardır. Tunç, dünyada bakırı ve taşı, çağ dışına itmiştir. XVIII hanedan Hiksoslara karşı mücadele ederken, ona yardım edenler soylulardan daha fazla, milis olarak örgütlenen halktı. Tabii firavun bunu değerlendirdi. Sadece uysal nomarkların,   yerlerini mirasçılarına bırakma hakkını ellerinden alarak ve onları basit birer yönetici  haline  getirerek,  eyaletlerin  başında  kalmalarına  izin  verdi.  Hiksoslarla  işbirliği yapan  ve  kurtuluş  hareketine  katılmayan  nomarkları  eledi.  Onlardan  boşalan  yerlere, güvendiği memurlarını atadı. Böylece, artık fiilen nomarklık bitmiş ve eyaletlerin merkezi yönetimi başlamış oldu. Halkı da, tekrar topraklandırarak ve sulama ortaklıklarını güçlendirerek  yeniden toparladı. Tuncun kullanımı, idari ve sosyal değişiklikler, kurtuluş hareketinin  ivmesi,  beraberce,  Mısır’ı  yeni  bir  konuma  taşıdı.  Üretim  araçları  etkinlik kazandı, verimlilik arttı, zanaatlar ve iş bölümü güçlendi. Mısır artık merkezileşmişti.

Ordu  yeniden  örgütlendi.  Ücretli  askerliğe,  yani  firavuna  doğrudan  bağlı  örgütlenmeye geçildi. Subaylara, küçük te olsa toprak verildi. Askerler, Mısır halkı içinden, köyden veya kentten seçilmeye başlandı. Gönüllü asker olanlara da bazı olanaklar sağlandı. Bu örgütlenme bir piyade örgütlenmesiydi. Eski ve orta imparatorluk dönemlerinden farklı olarak, devlet tarafından bakılan, silahları verilen, giydirilip, barındırılan bir piyade ordusu mevcuttu. Bu dönemde silah kargaşası da bitmiş, yay, mızrak, kılıç neredeyse standartlaşmıştı. Ayrıca, yeni bir gelişim olarak, savaş arabalarından oluşan askeri birlikler ortaya çıkmıştı. Savaş arabası Hiksoslarla gelmiş, ama Mısırlılar, tekerlekten başlayarak bunu geliştirmişlerdi. Artık, savaş arabalı birlikler, savaşların en güçlü silahlarıydılar. Savaş arabası savaşçıları, zenginlerden ve soylulardan seçiliyordu. Savaş arabaları okulları vardı ve bunlara etkin kişilerin oğulları gidebilmekteydi. Kuvvetli ekonomi ve ordu, I. Ahmes’e, Mısır dışında fetih yapma imkânı verdi. 

I. Ahmes ve sonrasında Asya’ya girildi, Nubya alındı, Filistin ve Suriye’ye uzanıldı. Amaç sadece boyun eğdirmek değildi. Mısır ticari yolla, vergilerle ülkeleri sömürmek istiyordu. Mısır’a, ele geçirdiği ülkelerden altın, gümüş, kereste, hayvan ve köleler düzenli olarak akmaya başladı. 



Post A Comment
  • Blogger Comment using Blogger
  • Facebook Comment using Facebook
  • Disqus Comment using Disqus

Hiç yorum yok :


Dinler Tarihi

[Dinler Tarihi][bleft]

Antik Tarih

[Antik Tarih][twocolumns]

Video

[Video][bsummary]

Dünya Tarihi

[Dünya Tarihi][bsummary]