Anadolu Merkezli Dünya Tarihi-Mısır’da köylü ihtilali
Mısır’da köylü ihtilali
Orta İmparatorluk döneminde,
köylünün üzerinde çifte boyunduruk vardı: Firavuna ödenen vergiler ve
nomarklara ödenenler. Köylü gittikçe yoksullaştı. Çiftçiler ne denli çok
çalışırlarsa çalışsınlar geçimlerini sağlayamıyorlardı. Bu dönemde yazılan
edebi eserlerde, durum anlatılmaktadır: " herkes onu soymakta, pazara
götüreceği zahireyi, eşeğini ve arpasını elinden almaktadır. Acımasızca
dövülmekte, bağırması bile yasaklanmaktadır. Yolsuzlukları ve uğradığı acıları
yakınacak bir adalet makamı bulamamaktadır. Yüksek görevliler de yakınmaları
dinlemez olmuşlardır ". Bu dönemde herkesin durumu birbirinin aynıdır.
Zanaatçıların, dokumacıların, demircilerin, taşçıların durumu da köylülerden
farksızdır. Geniş halk kitleleri, sevinçsiz bir yaşama insan gücünü aşan bir
çalışmaya, yoksulluğa ve açlığa mahkûm edilmişlerdir. Sadece memurlar ve
kâtipler mutludurlar. Halk kerpiçten yapılmış ve birbiri üzerine devrilmiş,
ufacık evlerde yaşıyorlardı. Rahipler ve memurlar ise, bağ ve bahçe içinde 50 –
60 odalı evlerde keyif sürüyorlardı. Halk ile zenginlerin mahalleleri,
birbirinden duvarla ayrılmıştı ve askeri birlikler bu duvarı koruyordu.
Bu döneme ait bazı belgelerden
Mısır köylüsünün angarya ve vergisi hakkında bilgi sahibi olunmaktadır.
Mezarlara konulan “ cevap vermek “ anlamına gelen “ ushep “ sözcüğünden türeyen
ve kaçmasın diye bacaksız yapıldığına inanılan “ ushapti’lerin “ yanına
bırakılan bir dua Mısır’daki çalışma düzeni hakkında fikir vermektedir. Örneğin
Orta Krallık döneminde sıradan bir köylü yılda üç ay Firavun için angaryaya
tabi idi. Doğaldır ki ölümden sonraki hayatında da bu ihtiyaç devam ettiğinden
giderilmeli idi. İşte bu ushapti’ler angarya için vekil ve tüm diğer hizmetler
için de şarttılar. Duayı alıntılayalım:
“ Ey ushabti! Ölüler Ülkesinde
yapılması gereken, bana verilmiş bir işi yapmam için çağrılacak olursam
(…burada bazı işler de sayılır… tarlaların ekimi, sulanması, taş taşınması
...), O’na deki: Ben buradayım, ben yapacağım.
İşler için çağırılırsam O’na
deki: Onun adana ben cevap vereceğim, ben buradayım, ben yapacağım…
Halkın ne firavuna ve ne de
Tanrılara inancı kalmamıştı. XII hanedanın son firavunlarından III. Amenemhet
ölünce, ülkede kargaşa başladı. Mısırlı bir yazarın, İppur’un kaleminden,
olanları dinleyelim. İppur, bu çöken felaketi, kötü yönetime, Tanrılara gösterilmesi
gereken saygının gösterilmemiş olmasına ve dini görevlerin yerine
getirilmemesine bağlıyor. İppur’un, bir bilgenin uyarısı adlı eserinden: "
Başkaldıranlar, hiçbir şeyi olmayan sefil insanlardır. Hükümdarı esir alır,
zenginleri kâşanelerinden kovarlar. Firavunların mumyalarını mezarlarından
fırlatır atar, tapınakları işgal eder ve ayinlere son verirler. Hükümdarların,
senyörlerin ve tapınakların ambarlarını ele geçirip ve içindeki bütün
buğdayları yağmalarlar. Zenginlerin evlerine yerleşirler, efendilerinin
giysilerini giyer, takılarını takar ve onları da kendileri için çalışmak
zorunda bırakırlar. Toprak bir çömlekçi çarkı gibi döner. İsyancılar, adalet
sarayını alırlar, evrakı yakarlar, kanun tomarlarını sokaklara atar, kâtipleri
ellerindeki ürün listeleri ile birlikte öldürürler." Mısır’da sosyal
çalkantılar ve başkaldırılar artık Mısır devletini iyice zayıflatmıştı.
Bu dönemde sosyal çalkantılar
sürerken Mısır’da tıp ilerlemeye devam ediyordu. Leiden veya Kahun olarak da
bilinen Mısır Jinekolojik papirüsü Fayyum’da bulunmuştur. III. Amenenhet’in
hükümdarlığının 29 yılında yazıldığına dair nottan M.Ö 1825’e
tarihlendirilmiştir. Bu papirüste doğum kontrolü, gebelik çocuğun cinsiyeti
konusunda bilgiler verilir. Örneğin gebelikten koruyan metal yüzük gibi rahim
içi araçlar vardır. Bu yöntem günümüzde kullanılan spiralin fikir babasıdır.
Hamile kadının idrarı ile ıslatılan arpa ve buğday tohumlarının çimlenme
süresine bakarak cinsiyet tayini yapılıyordu. Buğday önce filizlenirse bebek
erkek, arpa önce filizlenirse bebek kız doğuyordu.
Jinekolojik metin, otuz dört
paragrafa ayrılabilir. İlk on yedi paragraf bir başlıkla başlamakta ve her
zaman olmasa da, genellikle, üreme organlarıyla ilgili belirtilerin kısa tarifiyle
devam etmektedir.
İkinci bölüm üçüncü sayfada
başlar ve gerek mevcut kopyanın fiziksel hali gerekse dil bakımından
anlaşılamaz durumdaki sekiz paragraf içerir. 19'ncu paragraf hamileliğin
teşhisi, 20'nci paragraf hamile kalmayı sağlayacak tütsüleme işlemi ve 20–22
arası paragraflar hamilelikten korunma ile ilgilidir.
Üçüncü bölüm (26–32 arası)
hamilelik testiyle ilgilidir.
Dördüncü ve son bölüm önceki
kategorilerden hiçbirisine uymayan iki paragraf içerir. İlki, hamilelik
sırasında diş ağrılarının tedavisini anlatır. İkincisi, fistül olduğu
anlaşılan, idrar kesesi ile dölyolu arasında “ sıkıcı bir yerde “ çiş
tutamamayı tarif eder. Bu papirüs Mısır’da kadınlara verilen önemi gösteren bir
yazıdır. Bu bakımından, bu papirüs’e bu kitapta genişçe bir yer verilmiştir.
A: Akalar, İonlar ve akraba
kabileler. Bu Hint-Avrupa dili konuşan avcı aileler Yunanistan’a girmeye
başlıyorlar.
S: Sami kabileleri. Sami avcı
aileleri Orta Doğu’ya doğru hareketleniyor. Akkalar Sümerlerin içine ve yanına
yerleşiyorlar.
İT: İtaliklerin ataları olan
kabileler İtalya’ya geliyor.
Post A Comment
Hiç yorum yok :