Anadolu Merkezli Dünya Tarihi-Tarihte ilkler
Tarihte ilkler
İster Sümer, ister Mısır
uygarlıkları olsun, bunlar o kadar çok yazılı eser bırakmışlardır ki, bu
eserlerde anlatılan yaşamları, olayları, düşünceleri yani yaşanan hayatın
kendisini, tümüyle bu kitabın kapsamı içine alamazdık. Zaten, bu konularda
yazılmış eserlerin çokluğu, ayrıca bu uygarlıklarda yaşayan insanların
bıraktıkları eserlerin tercümeleri, isteyene, aklına takılan her detayda bilgi
sunabilmektedir. Biz, burada sadece, Anadolu’muzu en fazla etkileyen fikir ve
davranışları özetlemeye çalıştık. Sümer ve daha sonra Mısır, kendilerinden
sonra gelen tüm uygarlıkları derinden etkilemişlerdir. Tüm Orta Doğu ve
dolayısı ile Akdeniz ve dolayısı ile de Avrupa uygarlıklarının, gelecekteki
düşünce ve davranışlarının, ilk filizleri, bu iki kadim uygarlıkta
bulunmaktadır. Daha önce de söylediğimiz gibi, uygarlık ve kültür üst üste
konmuş tuğlalardan oluşmuştur. Bu tuğlaların temelinde Sümer ve Mısır vardır.
Uygarlık, bir bayrak yarışı gibi, elden ele geçen, ama mutlaka öncesi olan bir süreçtir.
Şimdi, burada, yukarıda
vurgulamadığımız, insanlık tarihinde ilk defa Sümerlerde ortaya çıkıp, yazıya
dökülerek dökümante olan bazı konuların sadece başlıklarını verelim: Olumsuz
fikir taşıyan şahısların, fikirlerini değiştirebilmek için yapılan ustaca
yaklaşımlar; Babaların oğullarına verdikleri öğütler; Psikolojik savaş;
Mahkemeler ve kararları; İlaç reçeteleri; İlaç yapım tanımları ve ilaç
formülleri; Çiftçilik el kitabı; Tarımda dikkat edilmesi gereken konuları
içeren talimatlar; Atasözleri; İlk fable’ler yani hayvan masalları;
Edebiyatçıların, birbiri ile karşılıklı atışması; Sembolik bir duvar önünde,
ağlama ve yakınma (Ur kenti yıkıldıktan sonra, yıkılmadan kalan surlarda
ağlayan, ağıt yakan Sümerliler ki, bu adet te, sonradan, İbranilere geçmiştir);
Erotik edebiyat, İlk aşk şarkıları; Mersiyeler; Ninniler; Evlenme ve
boşanmalarda yazılı anlaşma kuralları; Taşınmaz malların kadastro yoluyla
güvenceye alınması; Daha pek çok fikir veya eylem...
Sümerlerin, bilinçli olmasa da,
bilimin temellerini attığı da unutulmamalıdır. Gökyüzünü sürekli incelemişler
ve bu incelemelerden önemli sonuçlar çıkarmışlardır. 1 ayı 30 gün kabul
etmişler ve 1 seneyi de 12 aya bölmüşlerdir. Bu takvimde her yıl belli bir
günün eksik kaldığını bularak, çözüm üretmişlerdir. Her sene artan 10 günü, 3
sene için toplamış ve 3 senede bir seneyi 13 ay kabul etmişlerdir. Ayları
haftalara bölerek, hafta içinde 1 günü dinlenmeye ayırmışlardır. Burçları da
Sümerler bulmuşlardır. Onlara akrep, terazi, boğa, ikizler gibi hala kullanılan
adlar vermişlerdir. Sümerlerde yıl iki mevsimdi. Şubat- Mart civarında başlayan
Emeş yaz mevsimini, Eylül-Ekim civarında başlayan yılın diğer yarısı olan Enten
de kış mevsimiydi. Sümerler ay takvimini kullanıyorlardı. Gün ikişer saatlik on
iki dilime bölünmüştü. Zamanı güneşin gölgesine dayanan güneş saati ile
ölçüyorlardı.
Sümerler Matematikte 10 lu ve 6
tabanlı sistemi kurmuşlardır. Bugün, onların kurduğu 10 ‘lu sistem ve açılarda
altılı sistem hala kullanılmaktadır. Çarpım tablolarını bulmuşlardır. Bizim
Pisagor adıyla tanıdığımız teorem de Sümerlerce vaz edilmiştir. Cebirin de
kökleri Sümerlerce atılmıştır. Mezopotamya’da matematik Mısırdan daha ileriydi.
Aşağı yukarı günümüz lise seviyesi gibiydi. Her iki uygarlık ta irrasyonel ve
negatif sayıları bilmezlerdi. Bazı denklemleri çözebiliyorlar, deneye dayalı
birçok hesap yaparak astronomide harikalar yaratıyorlardı. Ama Pi sayısını
başlangıçta karesi 10 olan bir sayı olarak kullanmışlarsa da sonraları 3,15
olarak düzeltmişlerdir.
Mezopotamya’da 60 tabanına göre
kullanılan sayı sistemi günümüzde de kullanılmaktadır. Zaman, açılar 60’lık
sistemdedir. Acaba Mezopotamyalılar neden bu sistemi seçti? Kesin bir doküman
henüz elimizde yok ama üç varsayım var.
Birinci varsayıma göre, 60 birçok
böleni olan ve günlük ihtiyaçlara cevap veren güzel bir sayıdır.
İkincisine göre, daha önce
bölgede 10 ve 12 tabanına göre sayı sistemi olan medeniyetlerden esinlenerek
120 ve 12 nin en küçük ortak katı olan 60 taban kabul edilmiştir.
Son teori ise bize en makul
gelenidir. Bilindiği gibi ve çocuklarda izlendiği gibi ilk hesap makineleri
insanın parmakları olmuştur. Bir eldeki başparmak hariç kalan dört parmağı
3X4=12 boğumu vardır. Bir eldeki parmak sayısı olan 5 ile 12 nin çarpımı
60’dır. O zamanın insanlarının sayı saymada parmaktaki eklem yerlerini de
kullandıkları bilindiğinden bu varsayım kulağa hoş geliyor. Bu durumun açıklığa
çıkması için, ilgili bir tablet bulunana veya okunmayı bekleyen binlerce tablet
içinden bir bilgi çıkana kadar bekleyeceğe benziyor.
Sümerlileri ve Mısırlıları
anlamak demek, tüm 4000 ila 6000 yıl öncemizin insanını anlamak demektir. Bu
nedenle ilerde tüm Akdeniz veya Batı dinlerini etkileyecek ve daha önce
anlatmaya çalıştığımız kavramların bir kısmını, burada bir daha özetlemeye
çalışalım. Tanrı kavramı, ruh, öbür dünya, Tanrılara kurban sunma Şamanizm’den
kalan kavramlardır. Bu kavramların üzerine Sümerler şunları inşa etmişlerdir:
En önemli bir Tanrı ve ona yardımcı olan hiyerarşik Tanrılar panteonu; İnsanın
çamurdan yaradılışı; Erkek Tanrının kaburga kemiğinden yaratılan yaşatan hatun
(Havva); Yasak bitkiyi yediği için cennetten kovulma; Cinler; kader ve alın
yazısı; Tanrılara hizmet etme ve onları memnun etme; Doğuştan günahkâr olma;
Tanrının oğlu olma; Kutsal bakire; Tekrar diriliş; Kurtarıcı; Büyük (Nuh)
tufanı; Tanrının yaratıcı sözü ve gücü; Tartışmasız doğruluk; Temizlik; Kişisel
Tanrı aracılığı ile isteğini sunma.
Post A Comment
Hiç yorum yok :