Naziler İktidarı Nasıl Ele Geçirdi?
Naziler iktidarı nasıl ele geçirdi, kitleleri peşinde nasıl sürükledi? Alman halkı faşist düzene, soykırımlara, neden sessiz kaldı, nasıl ikna edildiler?
Normal olan her insan bu soruları kendisine soruyor. Böyle bir şey nasıl olabildi?
Bu sorulara doğru cevaplar bulmak, sadece tarihi anlamak için değil, insan medeniyetinin geleceği için de çok önemli bana kalırsa.
Siyaset bilimci ve bence 20. yüzyılın en büyük filozoflarından Hannah Arendt, Nazilerin yaptığı kötülüklerden yola çıkarak kötülüğün doğası üzerine çok etkileyici tespitlerde bulunmuş. "Kötülüğün Sıradanlığı" adlı eserinde, bu ölçekte bir kitlesel kötülüğü "eylemin veya eylemsizliğin sonuçlarını düşünmeksizin çoğunluk görüşüne itaat etme" olarak tanımlıyor.
Varlığının kaynağı olan düşünme ve sorgulama yeteneğini reddedip, düşünmeden denileni yapan veya elinden gelen bir şeyler varken hiçbir şey yapmayarak güce itaat eden "kötüğün sıradanlığı", insanlığın ortak hafızasını bolca kan ve göz yaşı ile suladı.
Bugün gücü elinde bulunduran iktidar erklerine "itaat eden" “iyi bir vatandaş" ve "iyi bir devlet memuru” olmamız tembihlenirken, yaşadığımız coğrafyada kanlı cinayetler hatta daha kötüsü katliamlar yaşanmaya devam ediyorsa eğer, bu konu üzerinde daha çok düşünmeye ihtiyacımız var.
Asıl konumuza geri dönersek, Nazilerin işini en çok kolaylarştıran şey; gücün büyüsüne kapılıp onları destekleyen, "iyi" birer vatandaş, asker, polis, öğretmen, sanatçı, şair, yazar, bilimadamı... olmak için verilen emirleri harfiyen yerine getiren veya yaşananları sorgulamadığı ve düşünmediği için olan bitenin farkına bile varamayıp hiçbir şey yapmayan "sıradan" insanlardı.
Ama madalyonun bir de diğer yüzü var; hikayenin pek de üzerinde durulmayan kısmı...
I. Dünya Savaşı'nı kaybeden Alman halkı, galip devletler tarafından çok çok ağır koşullarda teslim olmaya zorlanmıştı. Omuzlarına yüklenen ekonomik yaptırımlar, Almanları derin bir bataklığa çekerken, ekonomik buhranları siyasi krizler izledi. Hitler; mağlup, aşağılanmış, toprakları parçalanmış, ekonomik ve siyasi krizlerde yolunu kaybetmiş Alman halkının, kendine çıkış yolu bulamayan saldırganlığına, küskünlüğüne, hayal kırıklığına, korku ve kızgınlığına hitap ediyordu.
Alman halkının algılarını; medya manipülasyonları, şiddet gösterileri ve popülist söylemlerle etkileyen Naziler'in, devleti ele geçirmeleri, ve sonrasında yaşananlar; iyi hesaplanmış, becerikli ve tarihin en yoğun propaganda faaliyetinin bir sonucuydu. İktidara geldikten sonra devlet baskısı ve şiddetini sonuna kadar uyguladılar.
Hikayenin devamını hepimiz biliyoruz; tarihin en kanlı savaşı, yaşamını yitiren on milyonlarca insan, harabeye dönen şehirler, katliamlar, tecavüzler, soykırımlar...
Bu yazı dizisi Nazilerin iktidara geldiği, Nazi Almanyasındaki son özgür seçim olan 5 Mart 1933 seçimlerine kadar olan zamanı ayrıntılı bir şekilde ele alıyor. Yazının ilk bölümünde “Hitler’in Siyasete Girişi”, ikinci bölümde” I. Dünya Savaşı sonrası Almanya’nın yaşadığı sosyo-ekonomik Buhran ve Nazilerin İktidara Gelişi”, üçüncü bölümde “Nazi Propagandası’nın Temel Prensibleri” anlatılıyor.
1- Hitler'in Siyasete girişi ve "Çıraklık" Yılları
2- Hitler'in Yükselişi: Mağlup Almanya'nın içine düştüğü Ekonomik ve Siyasi Buhran
3- Nazi Propagandası'nın Temel İlkeleri
Ayrıca Hitler'in hayatı ve Nazi Almanyası hakkında ilginizi çekebilecek yazılar;
Nazi Yaşken Eğilir
Savaş Dönemi Çizgi Filmler
Kavgam'dan Propaganda ile ilgili alıntılar
Nazilerin Kanlı Planı; Engelli Katliamı
Post A Comment
Hiç yorum yok :