MITOLOJI

[Mitoloji][bleft]

Türk Tarihi

[Türk Tarihi][twocolumns]

Ramayana Destanı 7.Bölüm

7. Bölüm

Bharata'nın Çitrakuta'ya Yolculuğu

Rama and BrothersAyodhya ordusunu toplayan Bharata Çitrakuta'ya doğru yola çıktı. Ordunun geçtiği yollar gürültüyle sarsıldı, gökyüzüne doğru öyle bir toz bulutu yükseldi ki güneş küçücük bir yıldız gibi kaldı. Akşama doğru Şiringaverpur'a ulaştılar, ordu Ganj'ın hemen kıyısına kamp kurdu.

Nişada kralı Guha yaklaşan ordunun Ayodhya'nın ordusu olduğunu sancaklardan anladı. Danışmanlarına şöyle dedi:

"Anlaşılıyor ki, Bharata saltanatın üstüne konmuş. Bu ordu Rama'yı öldürüp Bharata'yı rakipsiz kral yapmak istiyor. Bunun olmasına yaşadığım sürece izin vermeyeceğim. Kardeşlerim ölmeye hazırlanın! Bugün Bharata'nın ordusuyla savaşacağız, soluk aldığımız sürece bu ordunun Ganj'ı geçmesine izin vermeyeceğiz. Eğer Bharata, kardeşiyle görüşmeye gidiyorsa, ona yardım ederiz. Yok eğer düşüncesi kötüyse, günah işleyecekse, bugün Ganj'da kan dökülecek demektir."

Bunları söyleyen Nişada Kralı Bharata'nın yanına geldi. Bharata Nişada kralını sevinçle karşılayıp ona dostça sarıldı. Guha Bharata'nın kötü düşüncelerle oraya gelmediğini anladı. Birlikte Rama ve Lakşmana'yla ilgili uzun uzun konuştular. Kral Daşaratha'nın ölüm haberi Nişada kralını sarsmıştı. Guha ve Bharata, Rama'nın gecelediği İngudi ağacıın altına gittiler. Bharata oranın tozunu alnına sürdü ve geceyi orada geçirdi.

Ertesi gün Bharata da tıpkı Rama gibi Bargad ağacının sütüyle saçlarını ördü ve ağaç kabuğundan elbise giydi. Bharata, Vasiştha ve ordusuyla Ganj'ı geçerek aziz Bharadvaca'nm inziva yerinin yakınlarına vardı. Bharata ordusunu inziva yerinin uzağında bıraktı. Vasiştha'yla birlikte aziz Bharadvaca'nm kulübesine girdiler. Aziz onları kapıda saygıyla karşıladı ve içeri aldı. Bharadvaca, Rama'yı çok seviyordu. Bharata'ya tahtı elde ettikten sonra ne yapmak istediğini sordu usulünce. Bharata'nın oraya gelişi Bharadvaca'yı endişelendirmişti. Bharata azizin endişelenmesine çok içerledi, gözyaşları içinde şöyle dedi:

"Ölümümle yüz yüze gelmek bile beni bu kadar üzmezdi. Annemin ihtirasları yüzünden zarar gören Rama'yı bulmak ve onu Ayodhya'ya geri götürüp krallık tahtına oturtmak için yollardayım. Lütfen onun nerede olduğunu bana söyleyin."

Bunun üzerine Bharadvaca, Bharata'ya Rama'nın yerini, Çitrakuta'ya hangi yoldan gittiğini anlattı. Bharadvaca, Bharata'ya ordusunu da inziva yerinin yakınma getirebileceğini, kendilerinin de geceyi inziva yerinde geçirebileceklerini söyledi. İşte böylece Bharata ordusuyla birlikte geceyi orada geçirdi.

Sabah gün doğar doğmaz Bharata'nın ordusu Rama'yı geri götürmek için Çitrakuta'nın yolunu tuttu. Zorlu ve uzun bir yolculuktan sonra Çitrakuta dağının yakınlarına vardılar. Müthiş bir toz bulutunun kalktığını gören kral Guha, Rama'nın kulübesinin oralarda bir yerde olduğunu düşündü. Yaklaşan ordunun gürültüsünü ve kaldırdığı toz bulutunu gören Lakşmana hemen bir ağaca tırmandı. Gelen ordunun Bharata'nın ordusu olduğunu gördü ve telaşa kapıldı. Çabucak Rama'nın yanına gitti ve ona şöyle dedi:

"Rama! Sita'yı güvenli bir yere götürün. Yayınızı ve okunuzu kuşanın. Anlaşılan Bharata, bizim ormanda bile kalmamıza izin vermeyecek. Bugün herkesin intikamını alacağım. Kaike'yi ve kambur hizmetçisi Manthara'yı da yaşatmayacağım."

Rama etrafındakilerin telaşına rağmen Bharata'dan kendisine bir kötülük gelmeyeceğini biliyordu. Rama, telaşla savaş hazırlığı yapan Lakşmana'ya şöyle söyledi:

"Lakşmana! Sabırlı ve akıllı olmalısın. Acele etme. Dürüst Bharata bizim için geliyorsa yay ve oklara, kılıç ve kalkanlara gerek olduğunu sanmıyorum. Kalbim, onun savaşmaya değil bizi görmeye geldiğini söylüyor. Bizim yokluğumuzda olayların gerçek yüzünü öğrenmiştir. Annesine verdiğim sözü yerine getirdikten sonra onu buraya geldiği için öldürür müyüm hiç! Bana kötü bir şöhret kazandıracak krallığı ne yapayım? Akrabaların ve arkadaşların yok edilmesiyle kazanılacak bir zenginliğe ihtiyacım yok. Ben dharma, artha ve kama'ya ulaşmaya çalışıyorum. Sahip olduğum şeyleri onlarla birlikte paylaşmak istiyorum. Erdemsizlikle elde edilen bir krallıkta asla gözüm yok. Sen, Bharata ve Şatrughna olmadan mutluluk olur mu? Bharata kardeşlerini sever. Başımıza asla kötülük gelsin istemez. Lakşmana! Bharata sana hiç kötülük yaptı mı? Böyle konuşmak sana yakışmıyor. Ona söylenen her şey bana söylenmiş demektir. Oğulların babaları, kardeşlerin kardeşleri öldürmesi hayırlı bir iş midir? Sen, benim krallıkta gözümün olmadığını iyi bilirsin. Bharata'ya zarar verecekse cennetin krallığını bile istemem. Ama eğer sen kral olmak istiyorsan, Bharata'ya seni Ayodhya'nın kralı yapmasını söylerim. Bharata'ya güvenim tamdır."

Bunun üzerine zavallı Lakşmana, hatasını anladı ve sakinleşti. Bharata ordusuna geride kalmasını emretti ve Rama'ya doğru tek başına yaklaştı. Kardeşlerin buluşmaları çok dokunaklı oldu. Bharata Rama'ya doğru ilerledi, onun ayaklarına kapandı. Rama kardeşini kaldırdı ve iki kardeş kucaklaştılar. Rama Bharata'dan yokluğunda Ayodhya'da olup biten her şeyi kendisine anlatmasını istedi. Bharata Rama'ya babalarının öldüğü haberini verdi. Rama haberini aldığında öylece kalakaldı. Sonra Mandakini ırmağının kıyısına gitti. Orada babası için dua edip, ruhuna İngudi çiçekleri sundu, diz çöküp:

"Soylu Babam! Çileci oğlunuzun size sunacak bundan başka bir şeyi yok"

dedi. Bharata'yla birlikte gelen kraliçeler de Rama ve Lakşmana'yla görüştüler. Sita Şatrughmı'yla kaldı. Rama ve Lakşmana Vasiştha'nın ayaklarına kapandı, anneleriyle kucaklaştılar. Herkese kalacak bir yer gösteren Rama kendi kulübesine geri döndü. Ertesi gün Sita da kraliçeleri görmeye gitti. Sita'yı çileci kılığında gören kraliçeler çok üzüldüler. Kaikeyi bile içten içe pişman olmuştu.

Aynı gün herkes Rama'nın etrafında toplandı. Bharata, Rama'nın ayaklarına başım koyarak, Kaikeyi'nin suçları için af diledi. Rama'nın başına gelenlerle en ufak bir ilgisi olmadığını ve ondan geri dönüp tahta geçmesini istedi. Rama ise onu ya da annesi Kaikeyi'yi suçlamadığını, onlara kin beslemediğini söyledi. Geri dönme konusuna gelince. Kararlıydı, geri dönmeyecekti. Ölmüş bile olsa babasının sözünü yerine getirecek, on dört yağmur mevsimi boyunca ormanda kalacaktı. Bunu kesin bir .dille belirtti.

İşte öylece bir zaman oturup konuştular. Sonra, vakti geldiğinde, Bharata Ayodhya'ya geri dönüş hazırlıklarının yapılmasını emretti. Rama kardeşini içtenlikle kucakladı:

"Her ne olduysa bunda ne kraliçe Kaikeyi'nin kusuru var, ne de senin. Her şey Bhagvan'ın isteğiyle oldu. Herkes ettiğini bulur. Benim dönüş meseleme gelince; ben 14 yağmur mevsimine kadar arınanda kalıp babamın sözünü yerine getireceğim, bu sözümden dönmeyeceğim. Babam verdiği söz yüzünden biricik oğlunu ormana gönderdi, hayatını feda etti. ölümünden sonra benim ve senin için en doğru olan onun sözünü yerine getirmemizdir. Sen Ayodhya'ya döneceksin, bense 14 yağmur mevsimini ormanda yaşayacağım. Biz 4 kardeş hepimiz kendi üstümüze düşeni yerine getirmeliyiz, babamızın onuruna leke kondurmamalıyız."

Bharata:

"Sizin yerinize 14 yağmur mevsimine kadar ormanda ben yaşayacağım. Ben de çileci olacağım."

dedi. Kraliçeler, azizler, yaşlılar ve şehirliler de kendilerince Rama'ya pek çok şey söylediler ama Rama hiçbir şekilde geri dönmeye yanaşmadı. Öte yandan Bharata Rama'nın yerine ormanda kalmak istiyor, bunun için diretiyordu. Bunun üzerine Rama şöyle dedi:

"Sen bilmezsin, bir zamanlar büyükannen annen Kaikeyi'yi babamla evlendirdiğinde, racadan Kaikeyi'nin oğlu Ayodhya'nın kralı olacak diye söz almıştı. Bu yüzden hiçbir engelin yokken Ayodhya'ya krallık etmelisin. Krallık senin hakkındır."

Rama'nın hiçbir şekilde ikna olmayacağını gören Bharata altın işlemeli tahta çarıkları Rama'ya giydirdi ve şöyle dedi:

"Bu çarıkları giy, sonra da bana ver. Bunları Ayodhya'ya götüreceğim. Emirleri bu çarıklardan alacağız, sizin vekiliniz olacak bu çarıklar. 14 yağmur mevsimine kadar kralın yerine bunlar geçecek. Emirleri bunlardan alıp krallığı ona göre yöneteceğim. Eğer 14 yağmur mevsimi sonunda gelmezseniz ateşe atacağım kendimi, son nefesimi alevlerin arasında vereceğim."

Böyle deyip Rama'nın çarıklarını alan Bharata, çarıkları öpüp başına koydu. Rama Bharata'ya şunları söyledi:

"Halkına iyi davran. Halkını mutlu kılmak bir kralın en önemli görevidir. Bütün kraliçeleri eşit bil. Kaikeyi'ye bile kötülük etme. Bunlar benim ve Sita'nın dilekleridir."

Rama; azizleri, yaşlıları ve kraliçeleri selamladı, bu sırada herkesin gözünden yaş akıyordu. Bharata'dan izin isteyen Rama kulübesine geri döndü. Bharata kalabalıkla beraber Rama'nın çarıklarını süslenmiş bir filin üstündeki tahta koydu ve hep birlikte Ayodhya'ya doğru yola çıktılar. Dört günlük bir yolculuktan sonra Ayodhya'ya vardılar. Bharata Ayodhya'ya Rama'yı getiremediği için üzülüyordu. Şehir eski canlı halini kaybetmişti. Bharata kraliçeleri Ayodhya'ya yerleştirmeye ve Nandigrama'yı başkent yapmaya karar verdi.

Rama'nın çarıklarını krallık tahtına yerleştirdi, onlara taç giydirerek danışmanlara krallığın idaresini Rama'nın çarıklarının yapacağını söyledi ve şunu ekledi:

"Öyle olağanüstü işler yapmalısınız ki halkın mutluluğu, başarısı, ülkenin bereketi ve refahı artsın."

Kendisi Ayodhya'nın bütün idari işlerini düzene koyduktan sonra şehrin dışındaki Nandigrama'ya gitti ve tıpkı Rama gibi o da çileci olarak yaşamaya başladı. Bharata'nın ayrılışından sonra Rama, Lakşmana ve Sita, Mandakini nehri kıyısından güneye doğru ilerlediler. Aziz Atri'nin inziva yerine vardıklarında azizi saygıyla selamladılar. Aziz de onları saygıyla, hürmetle ağırladı. Azizin çileci karısı Anasuya erdemi ve büyüsel güçleriyle tanınırdı. Sita inziva yerine girince onun önünde eğildi.

Anasuya, Sita'ya kendilerinden bir dilekleri olursa derhal yerine getirileceğini söyledi. Sita:

"Merhametiniz sayesinde her şeyimiz var, bundan başka ne isteyebilirim."

dedi. Bu söz Anasuya'yı memnun etti. Sita'ya hiç kirlenmeyen, parçalanmayan tanrısal çelenk, elbise ve süsler verdi ve bir anda gözden kayboldu.
Post A Comment
  • Blogger Comment using Blogger
  • Facebook Comment using Facebook
  • Disqus Comment using Disqus

Hiç yorum yok :


Dinler Tarihi

[Dinler Tarihi][bleft]

Antik Tarih

[Antik Tarih][twocolumns]

Video

[Video][bsummary]

Dünya Tarihi

[Dünya Tarihi][bsummary]